Ramazan

Hasan Basri Yiğit
Hasan Basri Yiğit

Merhaba Sevgili Okurlarım,

Dünya sefinesindeki yolculuğumuz devam ediyor. Her birimiz farklı zaman dilimlerinde, farklı mekânlarda, farklı ailelerde dünyaya geliyor ve yaşam yolculuğumuza devam ediyoruz.

Hayatımızda bunca farklar, farklılıklar varken bazı şeyler vardır ki bizi bir yapıyor, birlikte yapıyor ve birbirimizle ortak yapıyor. Hayat, birlikteliğin gücüyle daha özel, daha güçlü ve paylaşılır hâle geliyor. Dünyada insanların bireyselleştiği ve bir o kadar da genelleştirildiği bir devirde yaşıyoruz.

Dünya hepimizin ortak bir evi. Kaşımız, gözümüz, burnumuz birbirine benzemese de başlangıcımız ve sonumuz birbirine benziyor. Her canlı doğar, yaşar ve ölür. Geriye bir mazi kalır, atiye bir umut. Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş.

“İnsan; bir damla kan, bin endişe” demiş Sadi Şirazi.  Hayat, hepimiz için ortak olduğu zamanda kolay ve güzeldir. Üzerimizde yine bir Ramazan’ı Şerif var. Hepimiz farklı coğrafyalarda, farklı enlem ve boylamlarda olsak da adeta ortak bir zaman diliminde oruçlu olduğumuz, hep birlikte oruç açtığımız mübarek bir mevsimi yaşıyoruz.  İyi ki varsın ramazan! 

 

Birbirimizi hatırladığımız, birlikte aç kaldığımız ve birlikte orucumuzu açtığımız kocaman bir sofradır ramazan. Hepimizin benzer cümleleri kullandığı, hırsların biraz daha ötemizde durduğu, daha insan gibi koktuğumuz bir aydır ramazan. Yeryüzünde diğer din kardeşlerimizi hatırladığımız bir zamandır ramazan. Aynı teravihe durduğumuz, aynı sahuru yaptığımız, aynı iftarı açtığımız, aynı bayram sabahına uyandığımız güzel bir mevsimdir ramazan.

Çizim: Fatma Gül Temel Ağçoban

Hatırlamak derken bu ramazan içimiz yine buruk. Zulmün merkezi Filistin’de binlerce mazlumun şehadetine şahit olduğumuz, yaşayanların zalimin pençelerinde paralandığı, dünyanın ve bizlerin insanlık sınavından geçtiği, sınıfta kalanların çok olduğu bir deverandayız. Coğrafya kaderdir. O kaderde başımıza gelenler, kederler tesadüf değildir. Peygamber coğrafyası Kudüs’te insanlık kan yağmurlarına bulaşmış. Sinelerde hüzün hiç eksik olmuyor. Gönlün uzandığı yerlere ellerimiz uzanamıyor. Ellerimiz duada gönüllerimiz orada… Yapabileceğimiz en zayıf iman mertebesi ile oradayız.

Gönül ister ki; mis kokulu, susamlı, çörekotlu sıcak bir pideyi Filistinli bir kardeşimizle paylaşsak; birbirimize hurma ikram etsek ve hep birlikte aynı sofradan yemek yesek. Dünya belki herkesi bir araya getirmiyor ama inancımız gereği ahirette bizi bir araya getirecektir. Çünkü kişi ahirette sevdiğiyle beraber olacaktır, sözü üzerine bizler de birbirimizi, din kardeşlerimizi sevelim; sevelim ki hakiki iman etmiş olalım. Çünkü birbirimizi sevmedikçe hakiki iman etmiş sayılmayacağız. Ramazan’ı fırsat bilip kardeşliği, ümmet olduğumuzu, hepimizin bir millet olduğunu hatırlayalım, hatırlatalım. Dillerdeki dualarda, gönüllerde, sofralarda buluşmak dileğiyle.