Kuyuda

Aziz Erdoğan
Aziz Erdoğan

Herkesin bir kuyusu var, kiminin uzun kiminin kısa. Kiminin Yusuf, kiminin Musa…  Böyledir ilahi yasa, sen eylemeyesin tasa… Derin düşünenlerdir kuyuları derin kazanlar… Kaz babam kaz, kazdıkça ne arşın dibi delinir ne mağaranın ışığı kesilir. Kesilen nefestir, delinen gam, keder… Kaz kaz nereye kadar? Hele bu kuyu kitapların ortasındaysa sayfa sayfa derinleşir,  bu kuyuyu açanla kuyuda kaybolan aynı bilek, aynı yürektir. Okusan boğulursun, okumasan yok olursun. Kuyu bu ya… Tam da o zaman Yusuf’u hatırla. Herkes kuyusunun Yusuf’udur. Kimi derin rüyalara dalar, çalışıp çabalar, ne kuyunun derinliğine aldanır ne de ipin kısalığına. O Yusuf’tur bilir hakikat güneşinin doğup kuyunun bir saraya çıkacağını. Bulur karanlığın sonunu, hakikatin yolunu. 


Her kuyunun bir Yusuf’u var.  Sen ne zaman başlayıp biteceği belli olmayan bir hikâyenin Yusuf’u olduğunu unutma. Kendine bir kuyu kazıp inince diplere, Yusuf’u hatırla orada. Bir kervan gelip kuyu başında durmayacak, kimse eğilip o kuyuya bakmayacak, bunu da bil. Herkes kuyularda Yusuf olamaz.


Mağaradakiler uyansa da kendilerini güvende hissettikleri için çoğu zaman güneşe çıkmaya korkarlar. Karanlıkta durma pahasına gölge istemezler. Güneşe çıkmadıkları için de kimseye gölge de olmazlar. Hayatları tekdüzedir. Ne sabahı görürler ne de ışığa teşnedirler. Kaderleri kendi ellerinde, hayalleri ceplerindedir. Uyku ile uyanıklık arası sekerat hâlindelerdir.


Mağaraların bir kuyu olduğunu unutma, biri dimdik indirir arşa, biri dümdüz götürür eşe, dosta arkadaşa… Önce refik(arkadaş) sonra tarik(yol), demiş diyenler… Kiminle yola çıktığını unutma. Bülbül nazenindir, çabuk kırılır. Narindir taşa, toprağa dayanamaz yorulur. Ancak unutma durduğu yer gülistandır. Seni asla çöplükte misafir etmez. Onun gönül sarayı gül bahçesidir. 


Kazmadığın kuyulara mı düştün? Bu da mümkün… İnsan, insanın kuyusudur unutma… Kimi boğar bırakır, kimi dipsiz kuyularda unutur gider. Belki de kuyudan içli bir ses verir Münir Nurettin: “Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın!”. Merdiven yanı başımızda, baş üzeri buyur ettiğimiz akıl dedikleri nimet kullanmayı bekler. Bekleyen ve beklenen aynı bedendir.  Sarmaldadır sorular: Nasıl, niçin, nedendir? Ey insanoğlu cevher sende gizli madendir. 


İnsanlar aynadaki yansımalarını koşuyorlar kendilerine varmak için… Kimi ağır aksak, kimi yavaş yavaş, çoğu da kan ter içinde… Sanal merdivenlerle yürüyenler iki metrelik yolu bitirmeden tükeniyorlar… Ağır ağır çıkmadığım merdivenlerden inerken yuvarlanıyorum, adını yutkunuyorum, hayalin boğazımda kalıyor. Merdiven deyince aklıma Ahmet Haşim üşüşüyor :  

“Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden

Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak

Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak…” 


Hayatı tesbih yapıp vird eyleyenlere zikrimi, fikrimi anlatsam ne yazar. Güneş yine doğacak, saat yine çalacak, minarelerden selalar uzayacak… Ben yine kuyumda seni özleyeceğim. Sevgili, sevgili diye inleyerek…


Kuyunun dibi yok, sözlerimin ayarı… Ayarsız sözlerime aldırmadan bütün sözlerimi o dipsiz kuyuya atmak istiyorum…

Takip Et:
1971’de Sivas’ta dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Sivas’ta tamamladı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. “Eğitim Yönetimi ve Denetimi” dalında yüksek lisans yaptı. 1996 yılında İstanbul’da öğretmenliğe başladı. İstanbul’un çeşitli liselerinde yıllarca, severek öğretmenlik yaptı. 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti “2010 Okullarda” projesinin edebiyat il koordinatörlüğünü yaptı. Engelsiz Eğitim, Her Okula Bir Yazar, Benimle Benim için Oku Anne, Gezgin Kitap gibi fonlu ve fonsuz birçok eğitim projesinin koordinatörlüğünü yürüttü. Erdoğan, deneme ve şiir türlerinde yapılan çeşitli yarışmalara katıldı ve bu yarışmalardaki başarısını ödüllerle taçlandırdı. Öğretmenlik mesleğinin yanı sıra okullarda ve çeşitli sivil toplum örgütlerinde, “Gençlerle İletişim, Etkili Sınıf Yönetimi, Eğitim Yöntemleri, Öğretmenlik Başarısı, Mehmet Akif ve Asımın Nesli, Akif’in Öğretmenlere ve Eğitime Yaklaşımı, Milli Mücadele ve Akif…” konularında çeşitli konferanslar verdi, sempozyumlarda tebliğler sundu, ulusal ve yerel basında makaleler yayımladı.Yayımlanmış Eserleri:Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin (Roman, 2009)Abide Şahsiyet Mehmet Akif Ersoy (Roman, 2010)Akif’ten Gençliğe (Deneme, 2016)Şiirlerle Çanakkale (Deneme, şiir, 2018)