Enerji, hayatımızın devam ettirilebilmesi için gerekli olan temel ihtiyaçlarımızdan biridir. Hava olmadan yaşama tutunmamız mümkün değil, enerji de aynı hava gibi yaşamımız için önemli bir yere sahiptir. Enerji olmadan insan yaşamı devam eder mi? Bu sorunun cevabı oldukça zor. Şu bir gerçek ki enerji hayatımızın bütününe girdiği için onsuz yaşamak oldukça sıkıntılı bir durumdur. Dünya üzerinde enerji kaynakları sınırlı olduğu için enerjiyi dikkatli harcamak da son derece önemlidir. Bu sebeple enerji tasarrufu yapmalıyız. Enerji tasarrufu bazı kullanımlardan veya konfordan vazgeçmek anlamına gelmektedir. Peki ya bu tasarruf gerektiren maddeler nelerdir? Nasıl kullanılmalıdır? Biraz bunlara bakalım.
Enerji kaynakları, yenilenebilir enerji kaynakları; güneş, su, rüzgâr, jeotermal, biyomas ve yenilenebilir olmayan (fosil kökenli) enerji kaynakları; kömür, petrol, doğalgaz diye ikiye ayrılır. Öncelikle tasarruf sağlamamız gereken maddeler yenilenemeyen enerji kaynaklarından olmalıdır. Bunlar su, petrol, doğalgaz, elektrik gibi birçok kaynaktır.
Her geçen gün sanayi, tekneloji ve günlük yaşamda enerjiye olan ihtiyaç gittikçe artmaktadır. Ne yazık ki bir başka sorun da nüfusun artışı ile enerji kaynakları miktarının doğru orantılı olamayışıdır. Güneş gibi bazı doğal kaynakların varlığını korumasına rağmen petrol ve su benzeri kaynaklar tükenebiliyor. Bizim azalmayı görüp bilinçli bir şekilde davranmamız gerekir. En basit örneklerle özetlemek gerekirse suyun harcanması konusunda; diş fırçalarken suyu açık bırakmak, boşa yanan lambalar, duş sırasında boşa harcanan sular, küresel ısınma gibi etkenleri oldukça tetiklemektedir. Bunların bir geri dönüşü olmadığını bilerek hareket etmeliyiz. Bazı insanların ise bütçelerine göre kimi kaynakları kullandığı gözlenebilmektedir. Kısacası ellerinde bulunabilecek paraya göre hesap yaparlar. Kendi paraları olduğu için kendilerince bir enerji tüketimi yapmanın doğru olduğunu düşünürler. Normalde düşünülmesi gereken ise ne kadar paramız olursa olsun sadece paramızın değil kaynaklarımızın ve hatta geleceğimizin de azalmakta olduğunu bilip bu şekildeki bir düşünce ile hareket edilmelidir. Ciddi şekilde bizden sonra da gelecek olan kuşakları düşünmemiz gerekiyor. Yaşamları için gerekli kaynakları onlara bırakmalıyız. Aksi takdirde bu harcadığımız kaynaklar bittiğinde yaşamı olmayan bir dünya ile karşılaşacağımızı bilmemiz gerekiyor.
Neler yapılabilir noktasında her insan üzerine düşeni yapsa çok yol kat ederiz. Önce kendi hayatımız içerisinden yavaşça başlamalıyız. Bu konuda, bu bilinci sağlayıp çevreye de bu bilinci göstermek için elimizden geleni yapmalıyız. Kendimizden başlayarak çevremizin de enerji tüketimini en aza indirebiliriz. Mutfakta normal tencereden ziyade düdüklü tencere kullanımı bile büyük tasarruf sağlar. Bunun gibi birçok şeye dikkat ederek ev içindeki tasarrufa yardımcı olabilir ve kaynaklarımızın korunmasına da büyük ölçüde katkıda bulunabiliriz.
Bizim bilinçli olmamız ve çevreye bu bilinci yaymamız yetmez. Ayrıca devletler ve yönetimler de bu konuda birçok şey yapabilirler. Bu konuda eğitimler verebilirler. Fosil yakıtlar yerine yeni nesil yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması için toplum teşvik edilebilir.
Peki, böyle olmazsa ne olur? Gereksiz kullanılan enerjinin insana, çevreye zararı nedir, iyi düşünülmelidir. Fosil yakıtların yakılması bazı zararlı gazların çıkışıyla çevreye zarar verir ve o havayı soluyan birçok canlının sağlığını yitirmesine neden olabilir. Ayrıca sadece azlık çokluk derecesinde değil; sağlık açısından düşünülerek de davranış sergilenmelidir.
Enerjinin doğru kullanımı, enerji tasarrufu, alınabilecek önlemler ve çevreye zararlarından bahsettik ama eğer enerji tasarrufu hafife alınır ve bu konuda bir şey yapılmazsa o zaman ne olurdu?
Enerji tasarrufu olmasa israf başlar ve enerjinin israf edilmesi sonucunda kaynaklar hızla tükenecektir. Ayrıca enerji tasarrufu yapılmadığında atmosfer daha fazla kirlenecek, insan sağlığı tehdit altında olacak, bize emanet edilen evimiz sayılan dünyamız yaşanılası bir yer olmaktan çıkacaktır.
Kısacası, başta kendimiz ve çevremiz olmak üzere gelecek nesillere de yaşanabilir bir dünya bırakmak boynumuzun borcudur.

Resim: Yousif Altayyar