Başarmanın Gururu

Mustafa Cumali Canbaz
Mustafa Cumali Canbaz

            Aslında konumuz, “Bir Müslüman neden başarılı olmalıdır?” Fakat ben yazıma önce insan olarak neden bir şeyleri başarmalıyız, alt başlığını ele alarak giriş yapmak istiyorum. Başarı; insanın hayatının vazgeçilmezi, olmazsa olmazıdır. Bir bakın etrafınıza herkes her dakika bir koşturma, bir telaş içinde. Oradan oraya gitmeler, gelmeler. Bunların hepsi bir şeyleri başarmak için yapılan mücadeleler…

            Başarı kendiliğinden gelip bizi bulur mu? Asla… Öyle kolay değildir; her işin sonunda başardım demek Azim ister, emek ister, çaba, sabır ister. Yorulmak, alın teri dökmek ister. En önemlisi inanç ister. Hiç kimse yüreğiyle inanmadığı sürece başarıya ulaşamaz. Çok zorlu yollardan geçmeliyiz. Belki önümüze engeller çıkacak, inişli çıkışlı günler yaşayacağız, ama pes etmeden düştüğümüz yerden kalkıp deyince daha akıcı oluyor bence yolumuza devam etmeliyiz. Eğer amacımız gerçekten başarılı olmaksa yılmadan tekrar tekrar denemeli ve hedefimize ulaşmalıyız.

Adım adım, kendimizden emin bir şekilde çıkmalıyız başarı basamaklarından. Kararlı olmalıyız, ne yapacağımızı, ne istediğimiz çok iyi bilmeliyiz. Kendimize bir hedef koymalıyız. Doğru zamanlarda, doğru hamleleri yapmak için planlı olmalıyız. Kararlarımızdan vazgeçmemeli, en ufak bir yenilgide bahaneler üretmemeliyiz. Önümüze çıkan engelden, yaptığımız yanlışlardan ders çıkarıp, tekrarlarını yapmadan yolumuza devam etmeliyiz. Kendimizi en iyi kendimiz tanırız. Nerede mantık, nerede vicdan kullanacağız en iyi yine kendimiz biliriz. Bu hayat bizim, elde edeceğimiz başarılar da en güzel meyvelerimiz olacaktır.

            Peygamberimizin de buyurduğu gibi “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır, aldanmıştır.” Başarı için çalışmak, çabalamak ne kadar önemli tekrar hatırlamış oluyoruz. Resulümüz, çalışmayı adeta bir ibadet gibi kabul etmiştir. Bir Müslüman olarak bizlere düşen yalandan uzak durup, helalinden kazançlar elde etmektir. Her işimize Müslüman olmanın verdiği şerefi, gururu iyi şekilde taşımalıyız. Dinimize, Peygamberimize, Rabbimize layık hareket etmeliyiz. En önemli sahabelerimizden Hz. Enes’in hayatına kısaca göz atacak olursak, çalışmanın başarının önemini bir kez daha anlamış oluruz. Çünkü o, dokuz on yaşlarından itibaren Efendimizle yaşamıştır. Kendisine birçok görev verilmiştir. Bahreyn’de Medine’de kalmıştır. Hz. Ömer, onu başarılarından dolayı Danışma Kuruluna almıştır. Fıkıh dersleri vermiş, zulme ve haksızlığa daima karşı olmuştur. Kur’an-ı Kerim’in tefsirini çok iyi öğrenmiştir. Peygamber Efendimizden 2230 hadis-i şerif bildirmiştir. Hz. Enes’in talebelerinde Efendimize olan sevgileri apaçık görülürdü çünkü derslerini tekrar o günleri yaşar gibi neşe ve zevkle anlatır, talebeleri üzerinde büyük etki uyandırırdı.

            Biz de her işimize başlarken Efendimizi ve onun sahabelerini örnek almalıyız. Onların başarıyı elde etmek için neler çektiklerini, ne zulümler gördüklerini unutmamalıyız. Zorlu şartlar altında kalsak da başarının bize yaşatacağı gurur ile dimdik ayakta duralım…      

Öğrenci / Mehmet Emin Saraç Anadolu İmam Hatip Lisesi