Kâtı’ Sanatı

Gülsemin Velidedeoğlu
Gülsemin Velidedeoğlu

Eser: Gülsemin Velidedeoğlu 2016

 

 

Kâğıdın M.Ö. 2.yüzyıla tarihlenen keşfi ile insanlığın sahip olduğu bilgi ve beceri birikimi kalıcı hâle gelmiş, bölgeden bölgeye bilgi taşınır olmuş ve medeniyet tarihi büyük bir zenginlik kazanmıştır. İnsanlar yazı yazmak için kâğıttan önce kil tablet, papirüs, parşömen ve ipek kumaş gibi birçok farklı malzeme kullanmıştır. Kullanım kolaylığı açısından diğerlerine tercih edilen kâğıtlar, çeşitli yöntemlerle bir araya getirilmiş ve kitaplar oluşturulmuştur. Tarihsel süreçte, toplumların estetik zevk anlayışına uygun olarak kitapları süsleme ihtiyacıyla “kitap sanatları” olarak adlandırılan sanat alanı ortaya çıkmıştır. Kitap süsleme şekilleri, zamanla gelişerek çeşitlilik arz etmiş ve dallara ayrılmıştır.

  Eser: Gülsemin Velidedeoğlu 2012

 

Kitap süsleme sanatlarından biri olan kâtı’; herhangi bir desen ya da güzel yazının kâğıt veya deri üzerine çizilmesi, kesilerek ya da oyularak çıkarılması, çıkan veya oyulan parçanın başka bir zemin üzerine yapıştırılması şeklinde yapılan süsleme sanatıdır.

 

Kâtı’ sanatının kökeni Uzak Doğu’ya dayanmaktadır. Filiz Çağman, Kâtı’ adlı kitabında kâtı’ sanatının doğuşuyla ilgili bir rivayeti şöyle nakleder; iki bin yıl kadar önce yaşamış ve halkı tarafından çok sevilen bir Çin hükümdarı, çok sevdiği eşini kaybeder. Halkı, eşi için yas tutan hüzünlü hükümdarı teselli etmek için çözümler arar ve nihayetinde hükümdarın kaybettiği eşinin şeklini kâğıttan oyarlar ve ışık ile perdeye yansıtırlar. Filiz Çağman, bu rivayetle kâğıt oymacılığı ve gölge oyununun tarihinin yaklaşık iki bin yıl kadar öncesine götürülebileceğini belirtmiştir.

 

               Eser: Gülsemin Velidedeoğlu 2021

 

 

Süsleme sanatlarında ilk kâtı’ eserler; el yazması eserlerin kapaklarında yer alan oyma deri cilt kapaklarıdır. Zamanla gelişen deri oymacılığı, kâğıt oymacılığı şeklinde icra edilmeye devam etmiştir. Günümüzde “ince kâğıt oymacılığı” şeklinde de ifade edilen sanat dalının icracılarına kattâ’, sanat camiasına ise kattâ’ân denilmektedir. Kattâ’ kelimesinden türemiş olan mukatta kelimesi ise deri veya kâğıttan oyma şeklinde yapılan işlere verilen addır. Hattatların kâğıdı kesip oyarak meydana getirdikleri yazılara “mukatta yazı” denir. XVI. yüzyıl şair ve yazarlarından Âşık Çelebi, kaleme aldığı “Meşâirü’ş-Şuârâ” adlı tezkirede kâtı’ sanatını “efşan”, bu sanatla uğraşanları ise “efşancı” olarak tanımlamıştır.

 

Kâtı’ sanatı, geleneksel sanatların tümünde olduğu gibi manevi terbiye ve sabırla yapılan ve ustalık kazanmak için uzun zaman gerektiren bir sanat dalıdır. El becerisinin istenen düzeylere gelebilmesi için çok çalışmak, sabırlı olmak ve tekrar tekrar uygulama yapmak gerekmektedir.

   Eser: Gülsemin Velidedeoğlu 2017

 

 

 

Kâtı’ Sanatında Kullanılan Desenler:

 

Kâtı’ sanatında kullanılan desenlerin kaynağını, geçmişten günümüze usta kattâ’ların doğadan esinlenerek oluşturdukları ve bizlere emanet ettikleri eserlerindeki desenler oluşturmaktadır. Bu eserlerde daha çok doğa manzaraları, orman görünümleri, bitkiler, çiçek çeşitleri, meyveler, çeşitli hayvan figürleri, kuşlar, vazolar, yelkenli gemiler, selsebil ve köşk resimleri desen olarak kullanılmıştır. Hat yazılarının oyularak erkek veya dişi formda kâğıda yapıştırılmasıyla değerli kitaplar oluşturulmuştur. Bunların yanı sıra geleneksel Türk süsleme ve cilt sanatının köşebent ve şemseleri, minyatür sanatındaki bazı motifler, tezhip sanatı motifleri ve klasikleşmiş rûmî motifler de kâtı’ kompozisyonlarda desen olarak kullanılmıştır.

 

Kâtı’ sanatını icra eden Osmanlı Saray Nakkaşhânesi ustalarının manevi değerlerle ortaya koydukları eserler, muhtevası ile gönüllere, estetik değeriyle ise gözlere hitap eden eserlerdir. Kâtı’ sanatkârları, İslâm inancının Tevhid akîdesini yansıtan hat sanatını, kâtı’ sanatıyla birleştirerek; kâğıtları keserek, oyarak hatları kâtı’ sanatı ile bezeyerek ruhlarındaki estetiği eserlerinde ortaya koymuşlardır. Osmanlı döneminde, asırlar boyunca insanda hayranlık uyandıran eserlerle zengin bir koleksiyon oluşturulmuştur. Türk sanat geleneği içerisinde mümtaz bir yere sahip olan bütün geleneksel sanatlarımızda olduğu gibi kâtı’ sanatı da “geçmişin güzelliklerini yorumlayarak geleceğe taşımak” anlayışıyla geleneğine bağlı olarak yoluna devam etmektedir.

Eser: Gülsemin Velidedeoğlu 2017

 

 

Nasıl Yapılır?

Kâtı’ sanatı oyma teknikleri yalın kat oyma, simetrik oyma ve murakka oyma olmak üzere üç şekilde yapılır. Yalın kat oyma, ince kâğıtların tek kat kesilerek tek kat yapıştırılması ile oluşur. Simetrik oyma, simetrik desenlerin simetri ekseninden katlanarak kesilmesi ile oluşturulan oymalardır. Murakka oyma ise üst üste yapıştırılan kâğıtların oyulması ve su içerisinde yeniden ayrıştırılması ile oluşan oyma şeklidir. Bu oymada bir kesmede daha çok motif elde edilir. Kâtı’ sanatında oyulan motifin çıkarılan kısmına erkek oyma, geride kalan oyulan kısmına ise dişi oyma denir.

 

Kâtı’ sanatında yapıştırıcı olarak buğday nişastasından pişirilerek hazırlanan muhallebi kullanılır. Kesme aleti olarak kretuar ve tırnak makası, oyulan motifleri tutmak için cımbız, kesme tahtası olarak mat, deseni geçirmede mühre ve her türlü renkli kâğıtlar kullanılan malzemeler arasındadır.

Kâtı’ sanatında oyulan motiflerin yapıştırılma teknikleri; yalın kat yapıştırılan motifler ve çok katlı yapıştırılan motifler olmak üzere iki şekildedir. Yalın kat yapıştırılan motifler, zemine sürülen muhallebi üzerine kartondan kaydırılarak olacağı gibi motifin yapışacağı yere gerektiği kadar muhallebi sürerek de yapıştırılabilir. Çok katlı yapıştırma ise motif katmanlarının üst üste yapıştırılması şeklindedir.

Ebru ve Katı’ Sanatçısı, 1976 yılında Çorum’un Sungurlu ilçesinde doğan sanatçı, ilk ve orta öğretimini burada tamamladıktan sonra Konya Selçuk Üniversitesi Anaokulu Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Hâlen Millî Eğitim Bakanlığı Toki Hayme Ana Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Çocuk Gelişimi Öğretmeni olarak çalışmaktadır. Yurt içinden yüze yakın sergiye katılan sanatçı yurt dışında da sergilere katılarak ülkemizi temsil etmiştir. Ebru sanatına 2004-2007 yılları arasında Yavuz Selim İSMEK’te Gülden Gürdamar ile başladı ve 2010 yılında icazetini alarak ebru eğitimini tamamladı. Kendisini geliştirmek için Alparslan Babaoğlu’ndan da ebru dersleri alan sanatçı, 2018 yılında kendi atölyesini açmıştır ve hâlen sanat çalışmalarına burada devam etmektedir. Kendini geliştirmek amacıyla ve klasik sanatlara olan merakı sebebi ile altı yıl tezhip dersleri, 2010-2012 yılları arasında ise Hattat Tahsin Kurt’tan talik hat dersi ve bir dönem Sümeyra Güldal’dan kaligrafi dersleri aldı. Katı’ Sanatına 2010 yılında İSMEK’te Hatice Uçar ile başlayan sanatçı, 2015 yılında katı’ eğitimini tamamlayarak mezun olmuştur. 2010 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Ananevi Türk Ebrusu Mustafa Esat Düzgünman Ebru Yarışmasında “Hatip Ebrusu” dalında birincilik ödülüne layık görüldü. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının hazırladığı İstanbul'un Ustaları Web Sitesi ve Haritasında yer alan sanatçının koyu battal ebru eseri Geleneksel Türk Kitap Sanatları “Bugünün Ustaları” kataloğunda yer aldı ve sergilenmeye değer bulundu. 2011 yılında İSMEK’in “Sevgi, Kardeşlik ve Hoşgörü” konulu branş yarışmasında ebru dalında birincilik ödülüne layık görüldü. 2012 yılında Klasik Türk Sanatları Vakfının “Mehmet Akif “ projesinde yer aldı. 2012 yılında Gelenekten Geleceğe Türkiye Buluşmaları 2’de ebru dalında birinci seçildi. 2013 yılında İSMEK'in "İstanbul ve Sanat" konulu branş yarışmasında ebru dalında birincilik ödülüne layık görüldü. 2014 Kültür ve Turizm Bakanlığı 17. Devlet Türk Süsleme Sanatları Yarışmasında sergilenmek üzere seçildi. 2015 yılında 7Tepe7Sanat Uluslararası Geleneksel Sanatlar yarışmasında Ebru dalında birincilik ödülüne layık görüldü. 2015 Kültür ve Turizm Bakanlığı 18. Devlet Türk Süsleme Sanatları Yarışmasında katı' eseri sergilenmek üzere seçildi. Cumhurbaşkanı himayelerinde Klasik Türk Sanatları Vakfı ve Fatih Belediyesi iş birliği ile düzenlenen Uluslararası 2 Yeditepe Bienali’nde yer aldı. 2020 Kültür ve Turizm Bakanlığı 20. ve 21. Devlet Türk Süsleme Sanatları Yarışmalarında katı' eseri mansiyon ödülü aldı.