Asım´ın Nesli, Mehmet Akif´in hayalini kurduğu, ülkesini emanet ettiği çalışkan bir gençliktir. Bu gençlik vatanını, milletini, dinini, devletini, tarihini ve toplumun değerlerini sever ve korumak için var gücüyle çalışır. Bu gençliğin haksızlığa tahammülü yoktur. Asım, nerde olursa olsun, kimden gelirse gelsin haksızlığa kaşı susmayan, devamlı hakkı haykıran ve hakkını söke söke alan güçlü bir gençliktir. Gücünü imanından, idealinden, inancından alır.
Asımın Nesli, ülkesi düşmanlar tarafından işgal edilmiş, büyük savaşlar ve yıkımlar -Balkan savaşları, Çanakkale Savaşları, Kurtuluş Savaşı- yaşamış tekrar ayağa kalması için bir milletin ihtiyaç duyduğu nesildir. Bu nesil ülkeyi yeniden imar edecek, ayaklar altındaki insanlık onurunu yeniden hak ettiği yere yüceltecek ideal gençliktir.
Asım´ın Nesli imanlı bir gençliktir. Gönüllere hitap eder, kardeşini incitmez; yaptığı her işte dünyayı ve ahreti hesaba katar.
Şahsiyet kişinin bilgi, anlayış, kültür ve tecrübesinden sonra kazandığı bir melekedir. Asımın Nesli, bu melekeyi kazanan örnek şahsiyettir. Onun işi şahıslarla değil davalar iledir.
Gençlere dayanmayan, gençliğin istemediği, içinde genç olmayan hiçbir fikir, hiçbir iş, hiçbir eylem başarıya ulaşamaz, ulaşmamıştır. Bu nedenledir ki halis niyetliler de, kötü niyet sahipleri de bütün planlarını gençler üzerine kurar.
Gençler istesin yeter ki o nice olmazlar olur, nice acılar diner, nice anneler güler? Ülkesini gül bahçesi yapacak olan da gençlerdir. Gençler inanırsa dünya da ukba da cennet olur.
Mehmet Akif´in Asımın Nesli, Necip Fazıl´ın Büyük Doğu Gençliği, Sezai Karakoç´un Diriliş Nesli de özlenen, ideal gençliktir.
Asım´ın Nesli imanlı bir gençliktir. Gönüllere hitap eder, kardeşini incitmez; yaptığı her işte dünyayı ve ahreti hesaba katar.
Şahsiyet kişinin bilgi, anlayış, kültür ve tecrübesinden sonra kazandığı bir melekedir. Asımın Nesli, bu melekeyi kazanan örnek şahsiyettir. Onun işi şahıslarla değil davalar iledir.
Gençlere dayanmayan, gençliğin istemediği, içinde genç olmayan hiçbir fikir, hiçbir iş, hiçbir eylem başarıya ulaşamaz, ulaşmamıştır. Bu nedenledir ki halis niyetliler de, kötü niyet sahipleri de bütün planlarını gençler üzerine kurar.
Gençler istesin yeter ki o nice olmazlar olur, nice acılar diner, nice anneler güler? Ülkesini gül bahçesi yapacak olan da gençlerdir. Gençler inanırsa dünya da ukba da cennet olur.
Mehmet Akif´in Asımın Nesli, Necip Fazıl´ın Büyük Doğu Gençliği, Sezai Karakoç´un Diriliş Nesli de özlenen, ideal gençliktir.
Mehmet Akif de, Necip Fazıl da, Sezai Karakoç da geleceği gençlerle planlar. Bu öncü ve önder insanlar, gençler olmadan bir gelecek tasavvurunun olmayacağını bilirler.
Ulvi bir dava, ilahi bir dert sahibi bu üç mimar, toplumun derdiyle dertlenmiş ve ülkesinin geleceğini kendi rahatından önemli görmüştür. Gençlik hakkında planlar yapmış, gençleri gerçek bir hazine görmüşlerdir. Adını koydukları gençliğe tasvir etmekle kalmamış, onlara yoldaş olmuştur.
Akif gençliği keşfedilmeyi bekleyen bir hazine olarak görmüş ve şiirlerinde bunu daima dile getirmiştir. Öyle ki, Akif, yetişmesi uğruna her türlü mücadeleyi verdiği gençliğe bir ad verir: Asım´ın Nesli. O, Asım´ın Nesli´ne güvenir ve inanır. Onların yüzleri ayçiçekleri gibi güneşe dönüktür, ışığı takip ederler. Akif´in, küçük bir ışığın onları olgulaştıracağına inancı tamdır.
Akif bu nesli şöyle tasvir eder: “İmanlı, sağlam vücutlu, ahlaklı, hassas, irfan sahibi, müspet ilimlere mücehhez bir gençlik.” Bu gençlik, Sahafat´ın Asım bölümünde bakın nasıl dile getiriyor:
– Bizi kim kurtaracak, var mı ki başka nesil?
– Asımın nesli, hocam?
Bir tarafta Akif´in babası İpekli Tahir Efendinin talebesi, Akif´e de “Hocazadem” diye hitap eden Köse İmam ve Akif; diğer tarafta her ikisinde oğulları vardır: Akif´in oğlu Asım, Köse İmam´ın oğlu Asım. Eser bu dört kişi etrafına şekillenir. Akif hayal ettiği gençlik hakkındaki düşüncelerini Asım kitabında bizlere manzum biçimde anlatır. Gençliği Asım´la somutlaştırır.
Eserde dört kişi konuşur:
Hocazade: Mehmet Akif
Köse İmam: Ali Şevki Hoca (Mehmet Akif´in babası Tahir Efendi´nin öğrencisidir.)
Asım: Köse İmam´ın oğlu (Akif´in de dostu olan Köse İmam´ın gerçekte bir oğlu yoktur. Akif o kadar güzel yüreklidir ki çocuğu olmayan adama hayali de olsa bir evlat hediye eder: Asım.)
Emin: Hocazade(Mehmet Akif´in)´nin oğludur.
Akif gençlikle ilgili düşünceleri şiir boyunca dile getirir. Asım´ın neslinin kalbi imanlı, aklıselim ve pazısı güçlüdür. Asımın nesli kendini vatanına, bayrağına, dinine, namusuna ve istikbaline adamıştır. Üzerindeki bedbinliği, tembelliği kaldırıp atan bu nesil, korku nedir bilmez. Bu gençlik, umutsuzluk ve çaresizlik çemberini paramparça etmiştir. Bu nesil; Çanakkale´de, Kutu´l Amare´de, Kurtuluş Savaşında makus talihi yenmiştir.
Safahat yedi kitaptan oluşur. Safahat´ın altıncı kitabının ismi Asım´dır.
Asım manzum hikâyedir, bir başka ifadeyle diyaloglardan oluşan bir romandır.
Akif, Asım´a bir görev veriyor. Bilimi öğrenmek ve onu yurda getirmek? Asım´a; Batının onca yıllık bilimini iyice gözden geçirmesini ve yurda getirmesini yalın bir dille, samimi bir üslupla öğütlüyor. Akif Asımın nesline güveniyor ve onu çok seviyor ve biliyor ki;
Asım´ın Nesli; bayrağın, ezanın, dinin, imanın teminatıdır. Onun olduğu yerde zalimlere rahat, zulme yer yoktur.
Asım´ın Nesli; sevgi ve şefkatin kaynağıdır. O, göğsünde kardeşine karşı kin barındırmaz.
Asım´ın Nesli, bütün insanlığın mutluluğu için çalışır. O İslam medeniyetini insanlığın idrakine sunar.
Asımın Nesli şehirleri inşa eder, medeniyeti yakıp yıkmaz; gönülleri imar eder, insanların gönlüne misafir olur, onları kırmaz.
Asımın Nesli bayrağına, ezanına, vatanına milletine âşıktır. Bu aşk Asımla yaşar, her geçen gün onun bütün hücrelerini sarar.
Asım´ın Nesli, inandığı gibi düşünür, düşündüğü gibi konuşur, konuştuğu gibi yaşar, yaşadığı gibi amel eder.
Asım´ın Nesli, irfan sahibidir. Onun en güçlü yanı imanıdır. Bu nesil şuurludur, kararlıdır, doğru bildiği yoldan daha doğrusunu bilmedikçe ve görmedikçe dönmez.
Asım´ın Nesli ideali ile çıktığı yolda Akif´i rahmetle anıyoruz. Onun mücadelesinin ve mesajının gelecek nesillere aktarılmasını kendimize borç biliyor, gençliğimizin ondan öğreneceği çok şeyler olduğuna inanıyoruz.
Asım´ın Nesli,
“Kanayan bir yara gördü mü yanar ta ciğerim.
Onu dindirmek için kamçı yerim, sille yerim.
Adam aldırma da geç git diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım.”
diyen gençtir.
Yüksek karakterli edip Akif, eserleri incelendiğinde verdiği mesajlarla; günümüz gençliği için önemli bir çıkış noktası olacağını düşünüyoruz. Bu günün gençleri Akif´in sessiz çığlığını duymuştur. Bu günün Asımları dünden diridir. Bu sıfatı madalya gibi boynunda taşıyanlara selam olsun.